Anasayfa / Dış Denetim / KOOPERATİF ORTAĞININ ÖZEL DENETİM İSTEME HAKKI

KOOPERATİF ORTAĞININ ÖZEL DENETİM İSTEME HAKKI

KOOPERATİF ORTAĞININ ÖZEL DENETİM İSTEME HAKKI

Soner ALTAŞ/ Dr. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi

  1. Giriş

Kooperatif ortaklarının en önemli haklarından birisi bilgi edinme hakkıdır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu2  (KK3 )’nun 24’üncü maddesine göre, yönetim kurulunun gelir gider farklarının dağıtım şekli hakkındaki tekliflerini ihtiva eden yıllık çalışma raporu ile bilanço ve denetçilerin tanzim edecekleri rapor genel kurulun yıllık toplantısının en az 15 gün öncesinden itibaren bir yıl süre ile kooperatif merkezinde ve varsa şubelerinde ortakların tetkikine hazır bulundurulur.

Talep eden ortaklara bilanço ve gelir gider farkı hesaplarının birer suretinin verilmesi zorunlu olup, ortakların bilgi edinmek hakkı, anasözleşme veya kooperatif organlarından birinin kararı ile ortadan kaldırılamaz veya sınırlandırılamaz.

Diğer yandan, KK’da ortaklar adına kooperatifin hesap ve işlemlerini denetleyecek bir sisteme de yer verilmiştir. KK’nun 65’inci maddesine göre, denetçiler, genel kurul adına kooperatifin bütün işlem ve hesaplarını tetkik eder. Genel kurul ise ortaklardan oluştur.

Böylece, denetçiler söz konusu denetimi aslında ortaklar adına yaparlar. Genel kurul, denetleme organı olarak en az bir yıl için bir veya daha çok denetçi seçer. Genel kurul yedek denetçiler de seçebilir.

Denetçilerin ve yedeklerinin kooperatif ortaklarından olması şart değildir. Denetçiler, işletme hesabiyle bilançonun defterlerle uygunluk halinde bulunup bulunmadığını, defterlerin düzenli bir surette tutulup tutulmadığını ve işletmenin neticeleriyle mameleki hakkında uyulması gerekli olan hükümlere göre işlem yapılıp yapılmadığını incelemekle yükümlüdürler.

Ortakları şahsen sorumlu veya ek ödeme ile yükümlü olan kooperatiflerde denetçiler, ortaklar listesinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığını da incelemek zorundadırlar. Yöneticiler, bu maksatla denetçilere defterleri ve belgeleri verirler.

Denetçilerin istekleri üzerine müfredat defteri ve bu defterin hangi esaslara göre düzenlendiği ve istenilen her konu hakkında bilgi verilir. Ortaklar gerekli gördükleri hususlarda denetçilerin dikkatini çekmeye ve açıklama yapılmasını istemeye de yetkilidirler. KK’nun 67’nci maddesi uyarınca, denetçiler her yıl yazılı bir raporla beraber tekliflerini genel kurula sunmakla yükümlüdürler.

Denetçiler, görevleri çerçevesinde işlerin yürütülmesinde gördükleri noksanlıkları, kanun veya anasözleşmeye aykırı hareketleri bundan sorumlu olanların bağlı bulundukları organa ve gerekli hallerde aynı zamanda genel kurula haber vermekle yükümlüdürler. Denetçiler yönetim ve genel kurul toplantılarına katılırlar. Ancak, yönetim kurulunda oy kullanamazlar.

KK’da yer alan bu düzenlemelerle birlikte, KK’nun 98’inci maddesinde “Bu kanunda aksine açıklama olmıyan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır.” hükmüne yer verilerek, KK’da aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunu’ndaki anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanması emredici bir şekilde düzenlenmiştir. Dolayısıyla, kooperatiflerle ilgili uyuşmazlıklara öncelikle KK, daha sonra Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlere ilişkin düzenlemeleri uygulanacaktır.

Bazı hususlar, hem KK’da hem Türk Ticaret Kanunu’nda mevcut ise, bu durumda özel kanun olması dolayısıyla KK’nın hükümlerinin uygulanması yoluna gidilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu4  (TTK5 )’nun 397’nci maddesine 28 Mart 2013 tarihli ve 6455 sayılı Gümrük Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun6’un 80’inci maddesi ile eklenen beşinci fıkranın kapsamına 4572 sayılı Kanuna tabi olan tarım satış kooperatifleri ile bunların bağımsız denetime tabi olmayan üst kuruluşları girmekle birlikte, KK’na tabi kooperatifler anılan fıkra kapsamına alınmamıştır. Ancak, TTK’da bağımsız denetim ile TTK m.397/f.5 hükmündeki denetim haricinde, anonim şirket ortaklarının pay sahipliğinden doğan haklarını etkin şekilde kullanabilmeleri için getirilen bir diğer denetim müessesesi olan özel denetime de yer verilmiştir. Özel denetim müessesesi KK’da düzenlenmemiş olduğundan, KK’nun 98’inci maddesi ile yapılan yollama uyarınca, kooperatiflere de uygulanabilecektir. Özel denetim, mülga 6762 sayılı eski Ticaret Kanunu (ETK7 )’nda da yer almakla birlikte, TTK’da daha kapsamlı ve bazı şartlara dayalı bir anlayışla yeniden düzenlenmiştir. Bu denetim sistemi, özellikle, kooperatif yönetiminin ortaklara bilgi vermekten kaçındığı, yapılan birtakım usulsüzlüklerin ve yolsuzlukların gizlendiği, kooperatif hesaplarının şüpheli hususlar ihtiva ettiği ve kooperatif denetçilerinin de etkin bir denetim işlevini yerine getiremediği kooperatiflerde ortakların başvurabilecekleri önemli bir haktır. İşte bu çalışmada, kooperatif ortaklarının KK’nun 98’inci maddesi yollaması uyarınca sahip oldukları özel denetim isteme hakkı üzerinde durulacaktır.

  1. Kooperatif Ortaklarının Özel Denetim İsteme Hakları

KK’nun 98’inci maddesi uyarınca kooperatif ortaklarının da faydalanabileceği, anonim şirket pay sahiplerinin özel denetim isteme hakkı, TTK’nın 438 ila 444’üncü maddelerinde düzenlenmiştir. Yapılan bu yollama uyarınca, kooperatif ortaklarından her biri, ortaklık haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir8. Genel kurul, bu talebi oylamak zorundadır. Yapılacak oylama sonucunda, genel kurulun talebi onaylaması durumunda, kooperatif –kooperatif adına yönetim kurulu- ya da ortaklardan herhangi birisi, otuz gün içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir. Önceki uygulamada, ETK’nın 348’inci maddesi uyarınca, genel kurul bazı hususların incelenmesi ve denetlenmesi amacıyla bizzat hususi murakıp (özel denetçi) seçebilmekte; şirket sermayesinin en az onda birine –genel kurul toplantısından en az altı ay öncesinden beri- sahip olan ortaklar, yani azlık da, özel denetçi atanmasını genel kuruldan isteyebilmekte; azlıktan gelen bu talebin genel kurulca kabulü halinde, özel denetçi yine genel kurul tarafından seçilmekte; genel kurulun talebi reddetmesi halinde ise, azlık, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticari davalara bakmakla görevli mahkemeye müracaat ederek özel denetçi tayin ettirebilmekteydi. Oysa, TTK, genel kurulun talebi kabul etmesi halinde dahi, ETK’nın aksine, özel denetçinin mahkeme tarafından atanmasını emretmekte, genel kurul tarafından seçilmesine izin vermemektedir.

TTK’da özel denetim talebinin kötüye kullanılması ve şirkete zarar vermesi tehlikesinin azaltılması amacıyla, ortağın bu öneriyi yapabilmesi bir ön şarta ve bazı maddî şartların varlığına bağlanmıştır. Ön şart, özel denetim istenen konuda, bilgi alma veya inceleme hakkının kullanılmış olmasıdır. Maddî şartların birincisi ise, özel denetimin ortaklık haklarının, özellikle oy hakkının kullanımı yönünden gerekli olmasıdır. Başka bir deyişle, ortağın bu öneriyi yapabilmesi için, oyunu kullanabilmesi yönünden bilgi alması gerekli olmalıdır. Bu bağlantı ile kooperatif dışı menfaat sağlamak, bir kararı önlemek veya taktik bir üstünlük elde etmek amacıyla talepte bulunarak özel denetim kurumunun kötüye kullanılmasının önlenmesi amaçlanmıştır. İkinci maddî şart, özel denetimin konusunu belirli olayların oluşturmasıdır. “Belirli” ile, belli türde, nitelikte ve önemde olay kastedilmemiştir. “Belirli”, olay bağlamında tanımlanabilen, içeriği ve sınırları belirli olan, genel nitelik taşımayan anlamına gelir. Belirli konu kooperatifin herhangi bir işi, işlemi, kararı, finansal durumu, finansman ihtiyacı olabilir 9. Özel denetim talebinde sadece ortak bulunabilir. Alacaklılara bu hak tanınmamıştır. Bilgi alma veya inceleme hakkını kullanmış ortak ile özel denetim isteyen ortağın aynı kişi olması zorunlu değildir; ancak konu aynı olmalıdır. Ayrıca, genel kurulda bu konuda talepte bulunma, mahkemeye başvuru için tüketilmesi gerekli bir aşamadır.

Önceden belirtildiği üzere, genel kurul talebi kabul etmiş olsa bile, ETK’nın aksine, özel denetçi mahkemece atanır. Bu yolla tarafsızlık sağlanmış, özel denetçilik kurumuna güven kazandırılması amaçlanmıştır.

Ancak, hemen belirtelim ki, ortağın özel denetim isteme hakkı genel kurulun iradesini bağlayan bir öneri hakkı değildir. Diğer bir deyişle, ortağa, gündemde yer almasa dahi genel kuruldan özel denetim isteme hakkı tanınmakla birlikte, genel kurulun bu isteği onaylama zorunluluğu bulunmamaktadır.

Fakat, genel kurulun talebi reddetmesinin önemli bir sonucu vardır: Red üzerine azlık, mahkemeden özel denetçi atanmasını talep edebilir; yani genel kurulun reddi ortaya azlık hakkını çıkarır. Sistem, genel kurulun red kararıyla talebin etkisiz kalmasına olanak bırakılmayacak tarzda oluşturulmuştur.

Bu itibarla, bir ortak özel denetim talebinde bulunmuşsa, genel kurulun bu talebi reddetmesi mekanizmayı durdurmadığı gibi, genel kurul talebi kabul edip, istediği kişiyi özel denetçi seçerek denetimin istediği gibi yapılmasını sağlayamayacaktır. Her iki halde de, özel denetçiyi mahkeme seçecek, özel denetim gerçekleşecektir10 .

Bu hususa ilişkin olarak TTK’nın 439’uncu maddesinin birinci fıkrasında “Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.” denilmektedir.

Dolayısıyla, dört ortaktan az olmamak kaydıyla kooperatif ortaklarının en az onda biri, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını isteyebilir. Ancak, davanın, azlık tarafından genel kurulun özel denetim istemini reddettiği tarihten itibaren üç ay içerisinde açılması gerekmektedir. Bu bağlamda, anılan sürenin geçirilmesi ile birlikte, dava açma hakkı da düşecektir.

TTK’nın m.439/f.2 hükmünde, dilekçe sahiplerinin, “kurucuların veya kooperatif organlarının”, kanunu veya kooperatif anasözleşmesini ihlâl ederek, kooperatifi veya ortakları zarara11 uğrattıklarını, “ikna edici bir şekilde ortaya koyma”ları halinde, özel denetçinin atanacağını öngörülmektedir. Bu hüküm, bir anlamda, özel denetçinin, hangi hallerde atanabileceğine de işaret etmektedir. Buna göre, mahkeme tarafından özel denetçi atanabilmesi için “kurucuların veya kooperatif organlarının (yönetim kurulu veya genel kurul), kanunu veya kooperatif anasözleşmesini ihlâl ederek, kooperatifi veya ortakları zarara uğratmış olması” ve de bu durumun “dilekçe sahibi tarafından ikna edici bir şekilde ortaya konulmuş olması” gerekir.

Mahkeme bu konudaki kararını vermeden dilekçe sahibini (sahiplerini) dinlemek zorunda olduğu gibi bütün maddî ve şekli şartları da aramakla yükümlüdür. “İkna edici” olma şartı burada değerlendirilir.

Mahkeme meslekî bilgi ve deneyimine göre “ikna edici” olma unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğine karar verecek ve eğer talebi yerinde görürse, “istem (talep) çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek” bir veya birden fazla bağımsız uzmanı (özel denetçiyi) görevlendirecektir. Mahkemenin bu konuda vereceği karar kesindir. Böylece, TTK, özel denetçi tarafından incelenecek hususların çerçevesini çizme ve sınırlarını belirleme hususunu da mahkemeye bırakmaktadır.

  1. Özel Denetim İstenebilecek Konular

Özel denetim isteme hakkında önem arz eden hususlardan birisi, ortağın, hangi hususların özel denetimle açıklığa kavuşturulmasını isteyebileceğidir. Özel denetim isteme hakkının konusu, genel kurulun özel denetim talebini kabul edip etmemesine göre farklılık arz etmektedir. Şöyle ki, TTK’nın 438’inci maddesine göre “belirli olayların” özel bir denetimle açıklığa kavuşturulması mümkün olabilir. Ancak, bunu temin için, ortaktan gelen özel denetim talebinin genel kurul tarafından kabul edilmesi gerekir. Genel kurulca kabul edilmesi durumunda, bilançonun gerçekliğini veya tereddüt doğuran noktalarını incelemek başta olmak üzere, kooperatifin kuruluşuna veya idare işlerine ilişkin usûlsüzlüklerin veya kanun ya da kooperatif anasözleşmesi hükümlerine aykırılıkların özel denetçi vasıtasıyla denetlenmesi mümkün olabilir.

Özel denetim talebinin genel kurul tarafından reddedilmesi, bu nedenle de mahkemeye müracaat etmek zorunda kalınması durumunda ise, özel denetim istenecek alan daralmaktadır. Zira, bu durumda, sadece ‘kurucuların veya kooperatif organlarının, kanunu veya kooperatif anasözleşmesini ihlâl ederek, kooperatifi veya ortakları zarara uğrattıkları, ikna edici bir şekilde ortaya koyulduğu’ takdirde, özel denetçi atanabilecektir.

Ayrıca, münferit ortağın talebinin genel kurulca reddi halinde, sadece azlık- dört ortaktan az olmamak üzere kooperatif ortaklarının en az onda biri- mahkemeye başvurabilecek, münferit ortaklar, ilk taleplerinin genel kurulca reddi halinde mahkemeye başvuramayacaklardır.

Bu durumda azlık, önceden belirtildiği üzere, bilançonun gerçekliğinin araştırılması için mahkemeye müracaat edebilecektir. Ancak, bu talebin mahkeme tarafından kabul edilebilmesi için, azlığın “bilançonun gerçekliği” ile “kooperatifin veya kendilerinin zarara uğratılması arasında bir bağ tesis etmesi gerekecek, bir başka deyişle, azlık, ilgili kooperatif organlarının, kanunu veya anasözleşmeyi ihlâl ederek, kooperatifi veya ortakları zarara uğrattıklarını ikna edici bir şekilde mahkemeye kanıtlamak zorunda kalacaktır. Dolayısıyla, azlığın sadece “bilançonun gerçeği yansıtmadığı” soyut iddiası ile mahkemeden özel denetçi atanması talebinde bulunması durumunda, bu talep yerinde görülmeyecektir.

  1. Özel Denetim Raporu

Mahkeme tarafından atanan özel denetçi, denetim görevinin bitimini müteakip, yaptığı incelemenin sonucu hakkında, kooperatifin sırlarını da koruyarak, mahkemeye ayrıntılı bir rapor verir. Mahkeme, bu raporu kooperatife tebliğ eder. TTK’da, mahkemece “şirketin, raporun açıklanmasının şirket sırlarını veya şirketin korunmaya değer diğer menfaatlerini zarara uğratıp uğratmayacağına ve bu sebeple istem sahiplerine sunulmamasına ilişkin istemi hakkında karar” verileceği de öngörülmektedir. Raporun açıklanması üzerine, mahkeme, “kooperatife ve istem sahiplerine”, açıklanan rapor hakkında, değerlendirmeleri bildirme ve ek soru sorma imkânı tanır. Söz konusu hüküm emredici mahiyette olup, mahkemeye takdir hakkı bırakmamaktadır. Dolayısıyla, açıklanan özel denetim raporu hakkında, kooperatife ve özel denetim talebinde bulunanlara, rapor hakkındaki değerlendirmelerinin ve ek sorularının bulunup bulunmadığının, mahkemece sorulması gerekir. Değerlendirmelerin alınması sonrasında, yönetim kurulu, özel denetim raporunu ve buna ilişkin değerlendirmeleri, toplanacak olan ilk genel kurula sunar. Her bir ortak, bu genel kurul toplantısını izleyen bir yıllık süre içinde, kooperatiften anılan özel denetim raporunun ve rapora ilişkin yönetim kurulunun görüşünün birer suretinin verilmesini isteyebilir.

  1. Özel Denetim Giderleri

Özel denetim talebinin genel kurulca kabul edilmesi durumunda, özel denetçiye ilişkin giderler kooperatif tarafından karşılanır. Özel denetçinin, genel kurulun özel denetim talebini reddetmesi üzerine, mahkeme tarafından atanması durumunda ise, kooperatif tarafından ödenmesi gereken avans ve giderler, mahkemece belirlenir ve belirtilir. Hatta, özel hâl ve şartların haklı göstermesi hâlinde, bu giderler, kısmen veya tamamen istem sahiplerine yükletilebilir.

  1. Özet Ve Sonuç

Kooperatif ortaklarından her biri, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. Genel kurulun bu talebi onaylaması durumunda, kooperatif yahut ortaklardan herhangi birisi, otuz gün içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir. Genel kurulun münferit ortaktan gelen özel denetim talebini reddetmesi hâlinde ise devreye azlık hakları girer ve dört ortaktan az olmamak üzere kooperatif ortaklarının en az onda biri, üç ay içinde kooperatif merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilirler. Böylece, her iki durumda da, özel denetçi mahkeme tarafından atanır.

Mahkeme tarafından atanan özel denetçi, denetim görevinin sonunda mahkemeye ayrıntılı bir rapor verir. Raporun açıklanması üzerine, mahkeme, kooperatif ve istem sahiplerine, açıklanan rapor hakkında, değerlendirmeleri bildirme ve ek soru sorma imkânı tanır. Değerlendirmelerin alınması sonrasında, yönetim kurulu, özel denetim raporunu ve buna ilişkin değerlendirmeleri, toplanacak olan ilk genel kurula sunar. Ortaklardan her biri, bu genel kurul toplantısını izleyen bir yıllık süre içinde, kooperatiften özel denetim raporunun ve rapora ilişkin yönetim kurulunun görüşünün birer suretinin verilmesini isteyebilir. Fakat, özel denetim talebinde bulunacak ortakların, önceden bilgi alma ve inceleme haklarını kullanmış olmaları gerekir. Kooperatif ortaklarının bilgi alma ve inceleme haklarını nasıl kullanabilecekleri ise bir sonraki çalışmamızda ele alınacaktır.

Kaynakça

T.C. Yasalar (09.07.1956) 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, Ankara: Resmi Gazete (9353 sayılı) T.C.

Yasalar (14.02.2011) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, Ankara: Resmi Gazete (27846 sayılı)

Komisyon Raporu : Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu, Esas No:1/324, TBMM Tutanak Dergisi, Dönem:23, Yasama Yılı:2, S.Sayısı:96, Nr.112

1) Bu çalışmada belirtilen görüşler yazarına ait olup, çalıştığı Kurumunu bağlamaz.

2) 10/5/1969 tarihli ve 13195 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

3) Çalışmamızda, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu için “KK” kısaltması kullanılmıştır.

4) 14 Şubat 2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

5) Çalışmamızda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu için “TTK” kısaltması kullanılmıştır.

6) 11 Nisan 2013 tarihli ve 28615 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

7) Çalışmamızda, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu için “ETK” kısaltması kullanılmıştır.

8) Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu, Esas No:1/324, S.Sayısı:96

9)  Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu

10) Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu

11) “Mahkemenin, azlığın talebi üzerine özel denetçi atayabilmesi için, 438’inci maddedeki şartların somut olayda var olup olmadıklarını incelemesi yanında, ikinci fıkrada yer alan şartı da araması gerekir. Söz konusu ek şart, kanunun veya esas sözleşmenin ihlâl edilmesi suretiyle şirketin veya pay sahiplerinin zarara uğratılmış olmasıdır. İhlâl anonim şirketler hukukunun yazısız kurallarına aykırılığı da kapsar. Bu ek şartın usul hukuku anlamında muteber delillerle ispatı şart koşulmamış, ikna edici olgularla veya inandırıcı bir şekilde ortaya konulması yeterli görülmüştür. Zarar ile borçlar hukuku anlamında malvarlığı eksilmesi kastedilmiştir.” Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu

Kaynak: Karınca kasım/2020-1007 sayı

Hakkında kooperatif

Check Also

KOOPERATİF TANIMI VE FAYDALARI – ABDULLAH ÇAVUŞ/E.VERGİ MÜFETTİŞİ (18.03.2023)

KOOPERATİF TANIMI VE FAYDALARI ABDULLAH ÇAVUŞ/E.VERGİ MÜFETTİŞİ (18.03.2023) Ülkemizde kooperatifçilikle ilgili özel ve temel kanun …

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir